Virüsün yayılma hızında, etkisinde ve sonuçlarında ne yazık ki, başından itibaren değişen hiçbir şey olmamıştır. Olumlu yönde mutasyon beklentileri boş çıktığı gibi, zaman içinde bulaşıcılığın daha da arttığı uzmanlar tarafından değerlendirilmektedir. Bütün dünya ümidini aşıya bağlamış durumdadır. Almanya’da geliştirilen ve uygulama aşamasına getirilen aşı için herkes sıraya giriyor. Çin ve Rusya aşılarında da son aşamaya gelindi ve siparişler veriliyor. Sayın Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı’nın açıklamalarından Türkiye’nin de elini çabuk tuttuğu, siparişler verdiği, anlaşmalar imzaladığı ve aralık ayı içinde ilk uygulamaların yapılacağını anlıyoruz. Türk aşısında da çok önemli gelişmeler var. Nisan ayı içinde hazır olacağı açıklanmıştır.
İSTİSMAR GAYRETLERİ
Salgının seyri ile ilgili bilgilendirmeyi doğrudan Sağlık Bakanlığı yapıyor. Sayın Bakan hemen hemen her gün açıklanan sonuçlarla ilgili kısa da olsa bir değerlendirmede bulunuyor ve gelişmeler hakkında bilgi veriyor. Tavsiyelerini, hatırlatmalarını hiç aksatmıyor. Buna rağmen özellikle uzman sıfatıyla birçok kimsenin televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından farklı yorum ve açıklamalar yaptıklarını, bunun bir kafa karışıklığı ve bilgi kirliliği oluşturduğunu görüyoruz. Salgının başından itibaren devam eden bu durumun, vaka ve ölüm artışlarına bağlı olarak bir istismara dönüştüğünü üzülerek takip ediyoruz. Hatta daha da ileri giderek, hiçbir vasfı ve uzmanlığı bulunmayan, ancak her şeye maydanoz olan ve ekranları parselleyen zıpçıktıların, birçoğu uydurma bilgiler vererek toplumda bir güvensizlik oluşturmaya çalıştıklarını ibretle izliyoruz.
ZİL TAKIP OYNAYACAKLAR
Sayın Sağlık Bakanı, bu istismarların ve çarpıtma gayretlerinin önüne geçmek için sadece hasta ve ölüm sayılarını değil, yapılan testlere bağlı olarak, etkisi ve sonucu ne olursa olsun bütün pozitif vakaları açıklamaya başladı. Virüsü bir siyaset malzemesi hâline getirip, milletten alamadıklarını hastalıktan bekleyen zavallılar bir anda ortalığa döküldüler. Neredeyse bayram ediyor, sevinç naraları atıyorlar. Allah korusun, dünyanın birçok yerinde görüldüğü gibi, hastanelerimiz yetersiz kalsa, ölüm sayıları mesela ABD’deki oranlara ulaşsa, vaka artış hızı kontrolden çıksa bunlar bir de zil takıp oynayacaklar. Bu nasıl bir kafadır, bu nasıl bir ruh hâlidir, bu nasıl bir insanlıktır, anlamak mümkün değil. Hırsları ve kinleri, akıllarının, hatta insanlıklarının çok önüne geçmiş. Tamamen kontrolden çıkmış durumdalar. Bu güruh varken bizim başka düşmana ne ihtiyacımız var.